Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kazım AÇIKÖZ
Kazım AÇIKÖZ

KÖYÜMÜZÜN YAYLALARI

Yaylar hakkında bilgi vermeye geçmeden önce Sırıklı’ da yapılan yayla kavgasını anlatalım. Bu kavgayı olayın bizzat içinde yaşayanlardan Ladim ABAYLI ve Ali SAÇLI’nın ağzından naklediyorum. Ladim ABAYLI 1942 Doğumlu. Ali SAÇLI 1939 Doğumlu. Kavganın olduğu tarihte muhtarımız Bekir Akbulut. Kavganın olduğu tarih 1959 yılının Haziran ayının 10 ile 15. günleri.

Olay öncesi: Emirbey köyünün ileri gelenleri kendi köyümüzün ağaları ile dostluklarına dayanarak, köyümüzün tabiri ile bir kaç sepet erik ve elmayı alarak bu köylerin Çukuryurt’ta yaylamalarına göz yummuşlar. Öyle bir zaman gelmiş ki artık bu köylüler bu yurdu kendi malları sanmaya başlamışlar. İşte olaylar bundan sora başlamış.

Ladim Abaylı: Yusuf Kahya, Ali Kahya, Cambaz bize misafir olarak gelmişlerdi. Bende odaya yemek götürüp getiriyordum. Yemekler yendikten sonra çay içmeye başladılar. Bu arada yaylalarla ilgili konuşuyorlardı. Bende kulak misafiri oldum. Babama sizin yaylayı elinizden alacağız. Sizi avratsız bırakacağız diyorlardı. Bu lafları duyunca fena halde bozuldum, utandım. Bu laflardan sonra onları odadan kovdum. Köyü terk edip gittiler.

Hemen köyün içine çıkarak benim gibi yedi arkadaş buldum.Durumu onlara da anlattım. Bu arada o köylüler Çukuryurt’ta yayladaydılar. Bizde yaylaya konmuştuk. Köyden toplanan kalabalıkla yaylaya vardık.

Muhtar Ali-Bu arada bu yayla bizim, yok bizim. Burası Hacı Bey’in yurdu, yok olmaz burası bizim yurdumuz Çukuryurt. Böylece bu tartışma devam etmeye başladı. Emirbey’liler Akdağmadeni jandarmasını yaylaya davet etmişler, koyun kesmişler ziyafet veriyorlarmış.

Olayın başlaması: Jandarmaların yaylada olduğu gün Yarıkkaya’da yaylayan yaylacıların çadırında, Emirbey’li iki genci bizim köyün gençleri yakalıyorlar ve bunları dövüyorlar. Bu sırada Abdulla’nın Halil “Bizim uşakları dövüyorlar.” dedi.Yaylada bulunan köylülerimiz bu curcuna içinde tam ne olduğunu anlamadan olayın olduğu yöne doğru büyük bir hışımla gitmeye başladılar.

Ladim Abaylı: Jandarmanın taraf tuttuğu belliydi. Olaylar başlayınca çala aşağı iniyordum. Birde baktım ki derede Jandarma çavuşu ve Emirbey’liler yemek yiyyorlar. Burada neler oluyor diye bağırmaya başladım. Komutan daha beter olacak deyince, çal dan aldığım kocaman bir taşı komutana fırlattım. Komutan başını sapıtarak taştan kurtuldu. Taş çayıra saplandı. Bu arada jandarmalar olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyor, bir yandan da köylülerin arasına girerek olayların büyümesine engel olmaya çalışıyorlardı. Artık köylülerimiz jandarmayla karşı karşıya kalmışlardı. Emirbey’lilerle kavga unutulmuş artık jandarmayla kavga başlamıştı. Jandarmalar halkın üzerine ve havaya ateş açmışlardı. Kurşunların arasında kalmıştık. Bu kargaşa devam ederken bağırtılar arttı. İşte o sırada rahmetli Bodalinin Sarı ayağından vurulmuştu.(Ömer Osman Akdoğu).

Muhtar Ali: Köylülerle jandarmanın üzerine yürürken bir jandarma bana dur gitme dedi. Gidersem ne olur dedim. Tüfeğin dipçiği ile bana vurmaya kalkıştı. Bende elini kıvırıp tüfeği aldım. Hemen yanında bulunan arkadaşı da geldi. İkisi bir olup tüfeği geri elimden aldılar. Hemen oradan uzaklaştılar. Komutan bizimle başa çıkamayacağını anlayınca askerlerini toplayarak Karaca Ziyarete doğru gittiler. Oradan Yozgat’taki alaya haber vermişler. İlkindi geçerken obaya indik. Aynı gün Yozgat’tan alay da geldi. Olay yeri ve olay kontrol altına alındı. Bizlerden yakalananlar koşana dizilmeye başlandı. Sütlerimiz yoğurtlara unlarımız yerlere karıştırıldı. Kısaca o gece çok uzun geçti, işkenceye maruz kaldık.

Ladim Abaylı: Ben bu sırada ormanda saklanmaya başladım. Bu olaya karışanlar birer birer yakalanarak AKDAĞMADENİ hapishanesine götürüldü. Bunlar on beş yirmi kişi kadardı. Beni de köyde yakalayarak hapishaneye attılar.

Olayın sonu: Böylece olaya karışanlar mahkemeye çıkarıldı. Mustafa Açıkgöz devlet tatile gitti diyerek bu sözünden dolayı bir ay hapis yattı. Avukat tutuldu. Yargılama sonucu birer ay hapis yattıktan sonra tahliye olduk.

Bu olaylardan sonra Emirbey’ liler bir daha yaylaya gelemediler. Böylece yaylalarımıza sahip çıktık.

Bu olaya burada adını sayamadığımız bir çok köylümüz katılmış. Bugün hepsine teşekkür ediyor, ölenlere Allah’tan rahmet, kalanlara ise uzun ömürler diliyoruz.

  • A) Sırıklı Yaylası: Akdağlar üzerinde 1220 metre yüksekliğinde bir yayla (plato) dur. Dört obadan oluşmaktadır.
  • B) Karlık: Adını Ağustos ayına kadar kar kaldığı için karlık olarak almıştır. Burası Sırıklı’nın kuzeyinde yer alır. Günümüzde kullanılacak durumda değildir.
  • C) Karşı Oba: Sırıklı yaylasının orta obasının karşısında yer aldığı için karşı oba denilmiştir. Günümüzde kullanılacak durumda değildir.
  • D) Aşağı Oba: Sırıklının güneyinde ve altıda olduğu için aşağı oba denilmiştir. Suyu bol ve çok soğuktur. Tekmile ve Tahir Akpınar tarafından üç haftlı bir oluk yaptırılmıştır. Günümüzde kullanılmamaktadır.
  • E) Sarı Mehmet Oğlunun Yurdu: Bir zamanların en dulda yaylasıdır. Sırıklı’nın güneyinde yer alır. Günümüzde kullanılmayan bu yaylanın üst kısmında madencilerden kalma 30-40 metre derinliğinde bir çukur vardır. Üst tarafında Nuh Tufanı’ndan kaldığı sanılan yazılı taşlar vardır. O eski ihtişamından bugün eser yoktur.
  • F) Çukuryurt: Uğruna kavgaların yapıldığı gençlerin koşana dizildiği yer. Sırıklı’nın doğusunda yer alır. Sırklı deresinin suyunun doğduğu alandır. Gerçekten çukur bir yerdir. Adını buradan almıştır. Üç ayrı pınarında kırk göz su kaynayarak çıkmaktadır. Buz gibi suyu vardır. 2001 yılında yaşanan kuraklığa rağmen suyunda hiçbir azalma olmamıştır. Adeta büyük bir öz buradan doğmaktadır. Yayla yeri olarak elverişli olmasına rağmen günümüzde kullanılmamaktadır. Adeta kaderine terk edilmiştir. Bugün Başçatak köyü tarafından daha fazla kullanılmaktadır. Eğer buralara sahip çıkılmaz böyle boş bırakılırsa, yıllar önce çekilen o sıkıntıların hiçbir anlamı kalmaz.
  • G) Ahmet Kahyagil Obası (Orta Oba): Genellikle bu sülaleye ait şahıslar tarafından kullanıldığı için adını bu sülalenin adından almıştır. Sırıklı yaylasının tam ortasında kurulan bu oba günümüzde halen kullanılmaktadır. Sırıklı’nın belde kurulduğu için hem Çukuryurt hem de köye bakmaktadır. İlikbuyduran adında çok soğuk bir suyu vardır. Günümüzde büyük baş hayvancılık yapan aileler tarafından kullanılmaktadır.
  • H) Soğluk: Sırıklı ve Büyük Aksakkeçi yaylaları arasında kalan bel üzerinde bir yayladır. Bir zamanlar bol miktarda arpa ekilirmiş. Bugün orman işletmesi tarafından bir bölümü tel örgü ile çevrilmiş ve köyün kullanımına yasaklanmıştır. Tam orta yerinde eski zamanlardan kalma bir mağara girişi vardır. Günümüzde bu girişin ağzı taşlarla kapatılmıştır.
  • I) Büyük Aksakkeçi: Günümüzde kullanılan yaylalarımız-dandır. Herklik döneminde yayla olarak kullanılır. Ekinlik zamanı ekilebilen bir arazidir. Büyükbaş hayvancılık yapanlar tarafından kullanılmaktadır.
  • İ) Küçük Aksakkeçi: Günümüzde büyük-baş hayvancılık yapanlar tarafından kullanılmaktadır. Ekinlik zamanı Büyükaksakkeçi yayla olarak, herklik zamanı Küçükaksakkeçi kullanılmaktadır.

Atgüden, Çamrak, Hüyüklüce, Armutalanı, Dikenli, Elmaçukuru gibi eskiden kullanılan yaylalarımızda vardır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER